Yanlış ... Çoğu zaman bir telafi sebebidir insana , ama öyle yanlışlar vardır ki telafisi mümkün olmayan .
Kabus gibi her anında, her boşluğunda ve vücüdünün her zerresinde içten içe kavuran yavaş yavaş yok eden yanlışlar .
Bir yanlışa boyun eğmeli mi insan yoksa son nefesine kadar mücadele etmeli mi yorulan zihnine inat . . .
Aşk ... çoğu zaman şarkılarda ya da küçücük bir çikolata parçasında anlık bir duygu yoksa hayatı şekillendiren varoluşun başlangıcı mıdır?
Düşünmek onu her adımında; geriye,bugüne ve yarına bakarak . Sanki hep yanındaymışsın gibi sanki hiç gitmemişsin gibi dolu dolu yaşamak ..
Geçip giden aylar aşkından vazgeçirmeli mi insanı yoksa son nefesine kadar aşkı için mücade mi etmeli yorulan kalbine inat . . .
Umut ... çoğu zaman yaşama sebebidir insanın, hayata bağlanma , çocuk gibi dört elle sarılma sebebidir inandığı değerlere .
yoksa insanın kendini kandırmaısnın en kolay yolumudur kaybettikeri yüce şeylere umutlanmak ya da yüreğine tokat gibi inen gerçeği görmeme inadı mıdır ..
Yüreğine inen her tokatta vazgeçmeli mi insan yoksa son nefesine kadar mücade mi etmeli yorulan düşlerine inat . . .
Hayatımda yanlış yaptım dedğim, aşık oldum dediğim ve bitiremediğim tek umut kaynağına...
U.Özgür
SENİ DÜŞÜNMEK
Seni Düşünmek ;
Benliğini aramasıdır insanın bir gece vakti rüzgarların yaladığı sokaklarda
Yalın bir yalnızlık içerisinde;
Seni Hiçbir zaman görmemiş olan soğuk duvarlara senin gülüşünü çizmektir
En ince detayına kadar.
Seni Düşünmek;
Kavrulmasıdır çiçek yapraklarının arasında filiz vermeye hazır tohumumun
Bir damla su hasretiyle;
Senli yokluklarda seni yaşayamamanın karabasan gibi omuzlara binen ağırlığıdır
Buğulu gözlerle aynadaki yabancıya bakarken.
Seni Düşünmek;
Zümrüdü Anka Kuşunun haykırmasıdır Kaf Dağının ardındaki yuvasında
Kendini küllerinden yaratırken;
Lacivert geçmişini anımsarken kendi benliğinde kaybettiklerini bulması
Ciğerden derin bir hasret geçirmesidir insanın .
U.Özgür
SEN GİTTİN GİDELİ
Gönlüm öksüz kaldı sen gittin gideli
Odama ne güneş girdi,nede bir ses
Sadece yalnızlık girdi kapımdan içeri
Gözlerim öksüz kaldı sen gittin gideli
Ne baktığım bu toprak,ne de soluduğum hava eskisi gibi Sadece ektiğim fidanlar filizlendi..
Sesim öksüz kaldı sen gittin gideli
Seninle konuşabilmek saadetinden,
Sana haykırabilmek;sevinçlerimi,öfkelerimi
Duyuramadım;yalnızca yazdığım kağıtlara
Duyurabildim düşüncelerimi..
Yorgun düştüm ben sen gittin gideli
Ne birini sevecek yürek kaldı bende; Ne de yeni bir ilişkiye başlayacak cesaret
Sen gittin gideli sevgilim
Bende benden gittim
Senden bana bir tek gözyaşı ve birkaç mutlu hatıra kaldı sevgilim!
Anladım ki ben geçen senelerin farkına bile varamadan
büyümüşüm be sevgili!
O aşk denen şarabı yudumlamış;payıma düşen yalnızlığımla
kalakalmışım ben sevgilim
Krizantem
YOLCU
Girdim bi yola yeni bişeyler yapabilme umuduyla.Dönüşü olmadığını bilmek yolun sonunu görmeme neden ama bir o kadarda geriye dönüp bakmama engel, kesin olan bişey var oda kararsızlık sebebi olduğu.
Yaşanan tekerrürler çoğu zaman telafi sebebedir,bir şans bir fırsat nedenidir.Ne kadar telafi ne kadar enkaz yolun sonunda beni bekleyen zincirlerini koparmış bir bekçi misali belli olacak.Yolu her ne kadar ben yürüsemde sonucu bekçi tayin edecek.
Çoğu zaman özgürlük içerisinde özgürlük aramak esaret sebebidir peki ne kadar özgürlük ya da ne kadar esaret barınmakta zihimde.Arayış içerisinde olmak mı esarete iten yoksa özgürlüğü aramamamk mı???
En kararlı olduğunu düşündüğün anda kısacık bir zaman boşluğunda kararsızlığa düşmekmi bir enkaz sebebidir yoksa zihninde yapı olarak aldandığın şeyin bir enkaz olduğunu bilmekmi?
Geleceği kestirebilmek ne kadar zorsa geçmişten ders almakta bir o kadar zordur fakat esas olan bir gerçek varsa oda geçmişin geleceği tayin ettiğidir .......
U.Özgür
Sen Geldin
İkimizde sevgiye aç kalmıştık
Gecelerde yalnızlık türküsünü
Mırıldanmış ve her seferinde
O yatakta ki yastığa
Göz yaşlarımızı akıtmıştık.
Hiçbir zaman mutluluğu düşünmemiştik
Düşündüğümüz zamanlarda da hep
Yalnızlık kapımızı çalmış;
Mutluluğumuzu alıp götürmüştü.
İnanmıyorduk belki artık sevgiye,
Biz göz yaşlarımızla avunuyorduk gecelerde
Her gece Allah’a dua ediyorduk
Bize hiç uğramayan mutluluğun gelmesi için
Ve her seferinde bekliyorduk bizi
Bırakıp gidenlerin gelmelerini
Ama hiç biri olmadı
Ne göz yaşlarımız dindi,
Ne de gidenler geri geldi.
Ama şimdi sen geldin artık
Gülümsemeler geldi,kahkahalar geldi,
Neşem geldi,güvenim geldi
Huzurum geldi,sağlığım geldi
Kısacası mutluluk geldi
Seninle birlikte aşkta geldi
Ve sen iyi ki geldin sevgilim
Krizantem
SENİ
Dalıp gitmek düşüncelere
Sisli bir akşam vakti;
İnceden bir ah!! çekerek,
Yudumlamak boğazıma akan damlacıkları
Yaşamak;
aynaya her baktığımda gözlerimde seni..
Okumak;
yazdığım her kelimede seni..
Duymak;
işittiğim her sözde seni..
Dokunmak;
gördüğüm her düşte tenine senin..
Sarılmak;
bir ömür boyu hiç bırakmamak için seni..
Özlemek;
bir gece vakti çıkıp geleceksin diye
sabahlara kadar beklemek seni..
Ağlamak;
gelmediğin hergüne lanet okumak beklerken seni..
Ölmek;
bu iki gözüm göremeden seni..
Krizantem
İSTERDİM Seni kaybetmeyi değilde;
seni kazanmayı isterdim.
Seni yaşatmayı değilde;
seni yaşamayı isterdim. Seni sensiz değilde;
seni seninle isterdim.
Seni karasevdalım değilde;
senin sevdalım olmanı isterdim.
Seni sende yok etmeyi değilde;
bende varolmanı isterdim...
KrİzAnTeM
__BEKLİYORUM SENİ__
Kavrulmuş dudaklarımla ve
yanan tenimle
bekliyorum seni;
Ümitsiz bakışlarla ve
canımdan çırpınışlarla
bekliyorum seni;
Söylenmiş nağmelerle ve
yazılmamış sözcüklerle
bekliyorum seni;
Yaşanmış iyi-kötü anılarla ve
yaşanacak günlerin özlemiyle
bekliyorum seni;
Yalnızca kolun ,kanadın olmak gibi değilde
senin canın olmam ümidiyle
bekliyorum seni;
Geçmiş günlerle değilde
gelecek günlerle birlikte
bekliyorum seni;
Hatalarımızı haykırırcasına değilde
sevgini haykırırcasına
dile getireceğin sözlerle
bekliyorum seni;
Gelmeyeceğini bilsem bile
genede bir ümitle
bekliyorum seni;
ama yalnızca seniiii!!!
KRİZANTEM
=YALNIZLIĞIN BOŞLUĞU=
Bir gün solmaya terkedilmiş bir çiçek misali,
Kendi gözyaşlarımla yaşatmaya çalışırken kendimi,,
Kendime yenilirken,kırık bir pencereden bakarken hayata..
Ve imkansızlıklar zincirini kırıp,umutla bakabilmek için dünyaya,
Daha ne kadar yanılmam gerekiyordu,
Kimsesiz yokoluşumun ardından.
Gökten kayan bir yıldız gibi korkak ve mağrurdum
Belkide..
Çok sorular soruyordum hayata ve yaşanılmış pişmanlıklarıma
Fakat ne kadarda çirkinleştiriyordu pişmanlıklar hayatı..
Güzel günler gelecek diye düşünürken
Yaşanılmış pişmanlıklarla günü mahvetmek
Sonra yeniden mutlu bir hayat kılmaya çalışırken kendime,
Baş koymak için güvenilir bir omuz ararken,
Sadece tek koyabileceğim bir yastıkla karşılaşmak,
Ona anlatmak,onunla paylaşmak
Çaresiz bakışlarla hayata tutunma çabasını
Kaçımız kendimizi kandırmıyoruz ki?
Biliyoruz çünkü gerçeklerle sonsuza dek yaşanılmazki,
Şimdi sende bana yalanlar söyle
Sonrada pişmanlıklar denizinde bırak beni..
Arkana bile bakmadan sende git,
Kuma ayak izini bırakmadan..
Sende çek ğit hayatımdan tamamen çıkarak..
KRİZANTEM
Saat
HAFTANIN FIKRASI
Mahalledeki iki afacan çocuk, yaramazlıklarıyla tüm mahalleyi bıktırmış. Kırılan camların, çizilen duvarların, lastiği indirilen otomobillerin, kuyruğuna teneke bağlanan kedilerin sorumlusu, hep afacan kardeşler. Anne ve baba bu işten iyice usanmışlar....
Sonunda, kilisenin papazına gidip, yardım istemişler.
Papaz da:
-Çocukları bana gönderin, konuşayım demiş.
Çocuklar gelmiş.
Papaz önce büyük olanı yanına çağırmış;
-Söyle bakalım evladım, Tanrı nerede?
Çocuk susar...
Papaz tekrar sorar:
-Evladım söylesene, Tanrı nerede?
Çocuk susmaya devam eder.
Papaz ısrarla sorar, çocuk yine susmaya devameder.
Papaz, sonunda sinirlenir:
- Konuşsana be çocuk, nerede Tanrı?
Çocuk, aniden fırlayıp koşar. Kardeşine de seslenir: - Kaçalım çabuk!..
Eve giderler ve odalarına girip kapıyı da kilitlerler.
Küçük oğlan, büyüğüne sorar:
- Neden kaçıyoruz abi ?
Büyük yanıtlar:
- Bak oğlum bu kez olay ciddi... Tanrı kaybolmuş ve bunu da bizden biliyorlar...
DUYURU
Sitemizin Amatör Yazarlarına Hitab Eden Şiir ve Hikaye Bölümü Açılmıştır; Beğenmeniz, ilgi ve Yorumlarınızı Eksik Etmemeniz Dileğiyle